Hayatımızın Masası
Hayat içinde birçok sorunla karşılaşıyoruz. Bazen bu sorunları kolaylıkla çözebiliyor, bazen bu durumlarla kalmakta zorlanıyoruz. Elbette “hayatımda sorunlarım/problemlerim/çözmekte zorlandığım olay ya da durumlar var” cümlesinin bizim için ne anlama geldiği yani problemi nasıl tanımladığımız çok önemli. Ve evet hayatta sorunlar hep var ve kötü haber “hep de var olacak”. Ancak şimdilik tüm bu kısımları bir kenara bırakalım ve sorunları çözmeye çalışırken gözümüzden kaçan ufak bir ayrıntıya dikkatimizi verelim.
Hayatımızı bir masaya benzetelim. Örneğin, Can’ın hayatının masası. Can’ın masasını dengede tutan ayaklar vardır aynı masada olduğu gibi. Bu ayaklar aslında Can’ın hayatındaki değer alanlarıdır. Bireye göre farklılaşsa da bu değer alanları; aile, arkadaşlık, iş, eğitim, sağlık, yapmaktan zevk aldığı etkinlik ya da aktiviteler,.. gibi ayrılabilir. Hayatta hep var olan sorun ayağı da elbette masanın altındadır. Burada eğer Can soruna fazlasıyla odaklanır ve diğer ayaklara ilgisini azaltırsa masa dengesizleşir. Sorun ayağı uzarken diğer ayaklar kısalır ve Can’ın hayatının dengesi bozulur.
Bütün hafta sorunlarla boğuştuğunuz o dönemi hatırlayın. Hayatınızda size iyi gelen kişilerle irtibat kurmayıp, yapmaktan zevk aldığınız ortamlara girmeyip, hoşunuza giden aktivitelerden uzak kaldığınız ve uykularınızın bile kaçtığı o günleri. O günlerde tüm odağımızı soruna vermektense diğer alanlara da biraz dikkat etmek, diğer alanlar için minik adımlar atmak nasıl gelirdi? Uzakta olan bir sevdiğimizi aramak, daha öncesinde her izlediğinizde sizi en azından gülümseten bir filmi izlemeye başlamak belki de açık havada tek başınıza yürüyüş yapmak.
Biz sorun ayağının varlığını inkar etmiyor hatta kabul ediyoruz elbette ancak diğer alanlara olan ilgimizi arttırmak, sorun için verdiğimiz zamanın bir kısmını da diğer alanlara dağıtmayı denemek çok mu uzak ya da zorlayıcı bizim için? Sorunları düşünüp, çözüm bulamayıp yalnızca kendini tekrar eden, birbirine benzeyen düşünceler içinde günleri geçirmektense diğer alanlara dokunmanın bizde yaratabileceği olumlu etkiyi fark edip, orada çaba göstermek iyi gelmez mi bize?
Elbette düşüncelerimizi, duygularımızı değiştirmekten söz etmiyorum, malum "iyi hissedelim", "biraz rahatlayalım", "aman boşverelim" cümleleri söylenmesi kolay ancak uygulaması pek de mümkün olmayan söylemler. Yalnızca davranışlarımızda değişiklik yapmayı denemeye davet ediyorum sizleri? Bu hafta kendimiz için, masamızı sorun ayağı dışında hangi ayakların dengede tuttuğunu fark edip, bu alanlar için ufak adımlar atalım mı ne dersiniz?
ACT Metaforlarından esinlenilmiştir.
Uzm.Kli.Psk. Deniz Öztahtacı