Makaleler

Yeme Davranışı ve Duygular Arasındaki İlişki

 

Farklı duygu durumlarının yemek yeme süreçlerinde bireylerin yeme davranışlarını nasıl etkilediği araştırmalarda incelenmiştir. Bireyler arasında farklılıklar olsa da, çoğunlukla stres, anksiyete, depresyon, kızgınlık gibi olumsuz duygusal durumların besin tüketimini arttırdığı ve beslenme alışkanlıklarını bozduğu; ancak bireylerde mutluluk ve diğer pozitif duyguların besinden zevk alarak yemeyi; sağlıklı besin seçimi ve tüketimini arttırdığı sonuçlarına ulaşılmaktadır.

Duygular ve yeme davranışı deyince akla ilk olarak olumsuz duyguyu (öfke, kaygı, üzüntü,…) gidermek amacıyla yemek gelir. Ancak günlük hayatta yalnızca yapılacak bir iş bulunamadığından bile duygusal yiyebiliriz. Birçoğumuz için yemek bir ödül, keyif, mutluluk kaynağı olarak kodlandığından sırf bu olumlu duyguyu yaratabilmek amacıyla da duygusal yeme yapabiliyoruz. Bazen yalnızca canımız istediği için duygusal yeme yapıyoruz. Bu durumda partnerimizle yaptığımız tartışma sonrasında da, arkadaşımızla yaptığımız keyifli bir sohbeti uzatmak için bir sipariş daha verdiğimizde de, çalışırken ara verdiğimizde bir saat önce yemek yememize rağmen kahvenin yanında koca bir dilim pasta yediğimizde de, tok olduğumuz halde kuruyemiş tabağıyla dizinin başına oturduğumuzda da duygusal yeme yapıyoruz.  Kısacası fizyolojik ihtiyacımız dışında yaptığımız tüm yeme davranışlarını duygusal yeme olarak kabul ediyoruz. Aslında hepimiz gün içerisinde duygusal yiyoruz. Ancak burada asıl kritik olan bu davranışı ne kadar sıklıkta gerçekleştirdiğimizdir.  Çünkü ne kadar çok duygusal yiyorsak o kadar çok kilo alıyoruz.  

Duygusal yeme, kontrolsüzce yeme davranışını da kapsar. Bu sebeple bireylerin olumsuz duygu durum yaşadıklarında yemek üzerinde kontrollerinin kaybolduğu, normalden çok daha fazla besin tüketebildikleri gözlemlenmiştir.  Ayrıca yemek yeme üzerinde bilişsel kısıtlama yapan bireylerin olumsuz duygu durumları, sağlıklı beslenme ve diyete devam etme yeteneklerini bozabilir. Bu tarz durumlarda diyet yapmak yerine olumsuz duygu durumla nasıl başa çıkılabileceğini bulmak çözüm için önemlidir.

Yemek ulaşılması kolay ve hepimizin bildiği doğal bir ödül olduğundan duygusal yeme tuzağına hepimiz düşeriz. Ancak bu tuzaktan kaçınmak için doğuştan gelen, içimizdeki sezgisel ve farkına vararak yiyen kişiyi bulmak kıymetlidir. Yemeği fizyolojik ihtiyacımız için ve tadına vararak tüketmek, duygusal yemeyi abartmamak, abartıyorsak bunu diyet yaparak azaltmak yerine “hangi duygumuzu yediğimizi” keşfetmek önemli olabilir.  Tüm bunları yaşam içerisine adapte etmediğimiz sürece ömür boyu sürdürülemeyeceği belli olan diyet listelerine takılıp kalabilir, bir dönem kilo verip sonrasında geri alır, kısır döngüden kurtulamayabiliriz. Hayatınızda yemek ile ilişkiniz bir problemse, kilo alıp verme kısır döngüsünü kırmak sizin için çok zorlayıcıysa ve süreci yönetmekte zorlanıyorsanız uzman desteği almak çözüm için bir başlangıç olabilir.

Yararlanılan Kaynaklar;

Konttinen H. (2012) Dietary habits and obesity: The role of emotional and cognitive factors. (Academic Dissertation, Helsinki University of Social Research Depertman). Finland.

Macht M. (1999) Characteristics of eating in anger, fear, sadness, and joy, Appetite, 33: 129–139.

Macht M. (2008). How emotions affect eating: A five-way model, Appetite, 50 (1): 1-11.

 

 

Uzm. Kli. Psk. Deniz Öztahtacı

Esse Psikoloji; Çocuk, ergen, yetişkin, çift-aile terapilerinin yapıldığı, kişilik, zeka testleri ve nöro-psikolojik testlerin uygulandığı ruh sağlığı merkezidir.

İletişim Bilgilerimiz

Pancarlı Mahallesi Kermanşah Caddesi No:5 Şehitkamil / GAZİANTEP Telefon:0(530) 865 1558 E-Mail:psikolojiesse@gmail.com
© Copyright 2019 - Esse Psikoloji. Tüm Hakları Saklıdır.